Şafak Veteriner Kliniği
Bir ineğin kendisinden beklenen en yüksek verimi vermesi ancak uygun çevre koşulları sağlandığı takdirde mümkündür. Süt sığırı için uygun çevre koşulları ise 13-18 °C çevre sıcaklığı, %60-70 oransal nem, orta derecede solar radyasyon ve saatte 5-8 km rüzgar hızı olarak tanımlanmaktadır.
Uygun çevre koşullarından en önemlileri ise sıcaklık ve oransal nemdir. Bu iki bileşenin birbirine göre durumu sığır üzerinde farklı etkilere neden olmaktadır. Havadaki nem oranı ne kadar yüksek olursa, solunum veya terleme yoluyla vücut ısısının düşürülmesi de (evaporatif soğuma) o kadar düşük olur. Özellikle, yüksek sıcaklık ve yüksek oransal nem olması durumunda çevrenin süt sığırı üzerindeki olumsuz etkisi daha da artmaktadır.
Genel olarak 23-24°C sıcaklıkta %85 ve yüksek nem olması durumunda bile inek üzerinde hafif düzeyde fakat verimde düşme olmaksızın bir stres oluştuğu ve 32°C sıcaklıkta, %45-50 ve daha yüksek oransal nem olması durumunda verimde düşmenin başladığı anlaşılmaktadır. 38 °C sıcaklıktan yüksek ve %50 nem oranının üzerinde bir hava koşulu oluştuğunda verimde belirgin düşüşler gerçekleştiği bildirilmektedir. Ülkemizin bir çok bölgesinde yaz aylarında stres oluşturacak koşullar oluşmaktadır. Şekil 1’in sol tarafında sıcaklık derecelerini, en üst satırda ise nem oranlarını belirleyerek çizecekleri yatay ve düşey çizgiler o koşullar altında nasıl bir stres oluşacağını tahmin edebilirler. Gerekiyorsa önlem alabilirler.
Çevre koşullarının, olumsuz etkileri extansif değil entansif üretim koşullarında özellikle yüksek verimli hayvanlarla üretim yapılıyorsa, bu olumsuz etkilerin önemi ve düzeyi daha çok önem kazanmaktadır. Bir örnek vermek gerekirse, 6000 kg veya daha fazla süt veren bir inek, 24 °C’den yüksek sıcaklıklarda ve oransal nemin de yüksek olduğu koşullarda uzun süre kalırsa, süt verimde bir düşüş olur. Ancak bu düşüş çok fazla olmayacaktır. Sıcaklık ve oransal nem arttıkça verimde düşme de artar.
Sıcaklık stresi seviyesi arttıkça süt verimini olumsuz yönde etkileyecek olan yem tüketiminde azalma, solunum sayısı ve hacminde artış ve hatta vücut sıcaklığında bir yükselme olacaktır. Yemden yararlanma veya başka bir deyişle, yenilen her kg yeme karşılık üretilecek süt miktarında düşme olacaktır. Bu düşme, yaz aylarında %10-15 ve daha fazla olabilir. Bütün bunların yanında, döl tutma oranında düşme, bağışıklık sisteminin zayıflaması, büyüme hızında gerileme gibi olumsuzluklar da beklenmelidir.
Sığırın rektal sıcaklığı 38.6 °C (38.3-39.1)’dir. Sığır, vücudunda oluşan ısıyı normal koşullarda kolaylıkla atabilirken, sıcaklık stresi durumunda insanlar kadar kolaylıkla (terleme gibi) dışarı atabilme yeteneğine sahip değildir. Bu nedenle, sığırın, artan çevre sıcaklığına karşı vücudundaki dengeyi koruması uygun koşulların sağlanmasına bağlıdır. Hayvanlar için öldürücü olabilecek sıcaklık ve nem seviyelerine, kritik sıcaklık stresi seviyesi adı verilmektedir. Çeşitli yaş ve verim düzeyinde olan sığırlar için ölümlere neden olabilecek kritik sıcaklık dereceleri farklılık göstermektedir. Yeni doğan bir buzağı için kritik sıcaklık seviyesi 9 °C’nin, bir aylık buzağı için ise 0°C’nin altıdır. Kuruda ve gebe inekler için -14 °C iken, 7-8 kg süt veren ineklerde -24 °C ve 28-32 kg süt verimi olan sağmal ineklerde ise kritik sıcaklık derecesi ise -40°C’ye kadar düşebilir. Bu durum özellikle ineğin beslenme seviyesi ile yakından ilgilidir. Beside günde 800-1500 gram günlük canlı ağırlık artışı olan bi